Çarşamba, Nisan 19, 2006
kışlanın kuşları
Hayvanlarla ilişkim ve onlara olan ilgim, çocukken beslediğim
Singapur kaplumbağasının eşyalarını toplayıp Singapur'a kaçmasından
sonra (Bana verilen bilgi bu yöndeydi), sadece uzaktan bakma ve
"kışt, hoşt, pisi pisi" şeklinde seslenmeler seviyesinde kaldı.
Ancak özellikle konu kuşlar olduğunda tam bi hayvan hakları
savunucusu kesilirim. Bütün olayı uçmak olan bu elemanların
kafeslere kapatılıp evlerde beslenmesine gıcık olmuşumdur
hep. Piyangodan ya da sayısaldan büyük ikramiye falan kazansam,
pet shop'lardaki bütün kuşları satın alır, sonra serbest bırakırım
valla, yok laaan vazgeçtim Efes Pilsen hissesi alırım a.k.
Neyse efenim konuyu dağıtmıyim, askere geldiğim dönemde, bu çok
sevdiğim mahlukatın başka yer yokmuş gibi kışla içinde uçmasına
gıcık olmuştum, her gün serçeydi, kumruydu, güvercindi ne varsa alır
karşıma anlatmaya çalışırdım; "Kardeşim işiniz mi yok, gidin Kızılay'da
Ulus'ta ne biliyim ille de doğa diyosanız Kızılcahamam'da falan uçun"
diye, lakin bu arkadaşlar anlattıklarımdan bi ders çıkartmak şöyle dursun,
bi de "Abi kuş gribi korkusuna bizi skmeye çalışıyon arada yazık, yazık!"
diye trip attılar cik cik. Üstüne üstlük adımız deliye çıktı kuşlarla
konuşuyoruz diye a.k.
O gün bugündür aramız limoni kışlanın kuşlarıyla. Özellikle gönül yaylarının
gevşediği şu günlerde kimi çayır çimene yayılmış, kimi hatun kovalıyo biz nöbet
tutarken, sanki nispet yapar gibi. Bi de uçmayı da bıraktı bu ipneler, mart kedisi
gibi koşarak kovalıyolar hatunları "Çalış leeen, bu saatten soona ben mi uçaçam"
der gibiler, yok oğlum iyilik yaramaz size a.k.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
17 yorum:
Yazilarinizi sevdim; elinize saglik.
Galiba askersiniz su anda --hayirlisiyla o da biter insallah.
Bir iki istirhamim olacak:
Birincisi, yazilarinizda lutfen, satirbasi yapmak yerine, sadece paragralarin bittigi yerde 'Enter' tusuna basin. Aksi halde olmadik yerlerden bolunuyor. Okunmasi zor oluyor.
Ikincisi, resimler cok guzel. Kim yapiyor bunlari? Ismini ya da linkini verebilir misiniz? Siz yapiyorsaniz, bunlari bir galeri halinde yayinlasaniz cok hos olur bence.
Bir de bilgi notu:
Askerlik yapan herkesin bildigi 'SS' kuralinin acik yazilmis halinin ikinci kisminin pek de yazilabilir bir sey olmadigini da bilinir; ama, bu bir 'argo' uyarlamasidir.
Dogrusu: "Seve seve; sIyga sIyga" olmalidir.
'SIyga' eski dilde 'kip' anlamina gelir. 'Gecmis zaman kipi' filanda oldugu gibi. Ama, 'SS'teki haliyle 'sIyga sIyga'nin karsiligi Rumca'dir. 'Rahat rahat' anlamindadir...
Tabii ki, askerlikte 'Seve seve; sIyga sIyga' deyince 'sefkat' veya 'usulet-suhulet' kastedilmedigini biliyoruz. :-)
bi' de elinde sigara çizmiş kuş kardeşi. sensin o. yürü, nöbete.
sevgili muzmin anonim, senin gibi bi okuyucu her bloga lazım, valla, övgülerinle moral verip uyarılarınla ve verdiğin bilgilerle gelişimime katkıda bulundun, saol saol saol... Blogdaki çizimler bana ait, askerden soona o tip bi site oluşturacam bi sakatlık çıkmazsa, yine görüşmek dileğiyle efenim!
cul hanım efendi, kalmış 28, bu saatten soona ben mi tutiim :) ?
ahahah yazilarini okudum koptum gülmekten süpersin! allah kolaylik versin ne diyim.. :))
saol!
Zazoo kardeş,
Muzmin Anonim Bey, bildiğiniz beylere benzemez, hiperzekadır kendisi, takdirini aldınız, kıymetini bilin! (Kendisiyle burada karşılaşacağımı hiç tahmin etmiyordum, acayip sürpriz oldu.)
Neyse, sadede geleyim:
1) İllüstrasyonlar için kocaman bir afferin bendendir! Sivil hayatta bir bana görünün -diyecektim ama vazgeçtim, patron olmadığımı unuttum!
2) Kuzum, kafam basmadı, siz askerliğinizi bloglama ve laflama üzerine mi yapıyorsunuz?
Hadi iyi üjbejler!
patron olunca bi daha görüşelim, bi zamanlar metin-the poor bi genç vardı falan, film gibi sahne olur,böh, valla askerlik boyunca yazmaya (yazı konusunda pek iddialı değilim) ve çizmeye vakit bulabildiğim için şanslıyım, ne diyiim...
tüm sivilleri öpüyorum efenim, şafak 21, eheh!
Zazoo kardeş,
Ahanda ben de iş arıyom, ne güsel, 21 gün sonra beni hatırlayınız efem. Bendeniz azıcık yaşlıyımdır yalnız ona göre; emme zeka yaşım, ruh yaşım, tin yaşım, töz yaşım değme delikanlıya taş çıkartır.
[Walla kırk yıl düşünsem bir Mehmetçik'ten iş isteyebileceğim aklıma gelmezdi; neyse, patronum olursan (:bak şimdiden samimiyet peydahladım, yol yapıyom!) haftada bir biralar benden, hem de sen istersen Miller -ben içmeyom, dokunuyo, hepsi sana kalır!]
muhahha, senin maaş bizim biralara gidecek anlaşıldı, neyse sigorta yapiim bari de karaciğer tedavinizi beleşe getiriniz :)(benim yanımda içmeden durulmuo)
Esas muhahha benden, sen öyle san! Dokunuyo dedimse bira dokunuyo dedim, verdimse ben verdim, vaaamı başka izah taaazı?!
Bi daha muhahha! Evdeki bulgurunu sizin kışladaki kuşlar didikledi şincik, söyliim de habarın ola: Bendeniz kurukahvecimehmedefendivemahdumları kahveli vodka, çinçinbağları modeli olmayan cin ve hatta tonik, ahududu ve ebegümecili aşağısaksonya kanlımerrysi, evyapımı nar und kamkat likörü, ve de bilumum eksantrik ve alafortonfonik müskiratın abonesi sayılırım. N'aber! Binaenaleyh, şimdiden battı şirket, geçmiş olsun hepimize.
tüh! sahte rakı işinde şansımızı bi deneyelim derim ben...
Memetçik Memet, işin şakası bi yana, hak(i)katen sivillenince bi görüşelim senlen, bıkmışım bu tanrının cezası reklam sektöründen ama yine de bırakmıyo bu sektör insanı kendi haline. Bizim acanstan da sıktım sıyrıldı. Ne halt edeceğimi bilemeyom! Sen bana Mado'da yahut Ali Usta'da dondurma ısmarlarsın ben de sana Miller ısmarlarım (Efes de olur istersen, farketmez), iki laklak ederiz. Nolcek, ölümlü dünya işte!
"sıtkım" lafını yanlışlıkla "sıktım" yazmışım. Pardon.
efes, efes evet...
OK, E(n)fes!
Ördek de bir kuştur neticede ve zordur kendini sevdirebilmesi mesela..ama lamalar öyle mi!yaa yaa...
bu ördek travmanı bi ara konuşalım, konuştuysak da ben yine unuttum :)
Yorum Gönder