Cuma, Kasım 04, 2005

everybody be cool, this is a bayram...



Tamam, daha önce de garip rüyalar gördüm,
ama bu kadarına da pes doğrusu diye söyleniyodum
kendi kendime bayram sabahı uyku sersemliğini
üstümden atmaya çalışırken.

Hala rüyanın etkisindeydim, Mia Wallace
(Uma Thurman) en seksi haliyle karşımdaydı,
dans ediyoduk, fakat müzikde bi gariplik vardı.
Vincent (John Travolta) davul çalıyor,
Jules (Samuel L. Jackson) ise ona zurna ile
eşlik ediyordu. Enstrümanlar tuhaf olsa da
melodi tanıdıktı, uyanmış olmama rağmen
müziği haala bu kadar canlı şekilde işitebilmemi
garipsedim. Biraz kulak kabartınca bunun bi rüya
olmadığını farkettim, yani müziğin. Bu, bu bi kabustu.
Evet koca bi ay boyunca her gece kafamı ütüleyen,
en tatlı rüyalarımın orta yerine davuluyla giren
mahallemizin pek saygıdeğer davulcusu ve
zurnacı ekürisi ramazan bayramı repertuarlarına,
Dick Dale'den Misirlou'yu da (hani pulp fiction'ın
şu meşhuuur müziği) eklemişler ve bunu benim kapımın
önünde çalmayı münasip görmüşlerdi.

Ee daha neler görecez bakalım...

9 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
deepness dedi ki...

ruya için genelde, gündüzleri yaşananların yansıması derler.. peki sen gündüzleri hollywood da mı yaşıyorsun ? Ya da bu iddiayı çürütmek için ne diyorsun :)(şehir efsanesi de olabilir, söyleyenlerin yalancısıyım..)

iyi bayramlar zazoo..

hayvanatbahcesi dedi ki...

eee, peki geceleri yaşananlar, rüyalara girmio muymuş efenim? ne? hollywood meselesine gelirsek; john travolta geçen gün kahvaltıda bendeydi, yarın bayram namazına birlikte gidelim falan dedi, ben olmaz, meg (ryan)la buluşucam diyince kızıp california'ya döndü, inanmazsan ara sor, valla...

tırı vırı john +213 3672199

deepness dedi ki...

zazoo;
işim yoktu da, verdiğin numarayı tuşladım. senin john, neler söyledi neler :P önce sana çok kızdı, sonra teşekkür etti, arkasından da beni kahve içmeye davet etti:)

hayvanatbahcesi dedi ki...

bana niye kızıyomuş yaav, bak sayemizde bi hatun sesi duydu, kilolandığından beri arayan soran yok diye üzülüyodu, cık, cık...

zynp dedi ki...

osledim seni ;)

Adsız dedi ki...

dur ben sana yol gösteriim:
kaleiçine gitcen..
arpa ve şerbetçiotu kokusunu takip etcen...
tekiladaki limon kokusu da olabilir...
ya da altogether:)
bulursun oralarda bu adamı..

deepness dedi ki...

hey zazoo?
nerdesin, kaleiçinde bi yerlerde sızıp kalmadın ya, uyan ve bloguna dön :)

hayvanatbahcesi dedi ki...

hemmeen...